Politik görme açısından üç beygirin öyküsü
Özet
Yük taşımakta kullanılan beygirin edebiyatta temsil olarak politik bir görünüşü bulunmaktadır. Bu fi gür, yeni metinlerde eski anlatmaların inatçı ve akılsız
varlığı olmanın ötesine geçer ve yeni bir anlam alanı bulur. Bu yazıda, üç farklı
dönemde kaleme alınmış üç beygir öyküsüne; yazar, fi gür ve metnin resim hâline
odaklanan politik görme adını verdiğimiz bir yaklaşımla bakarak bu temsilin
sonuçları bulunmaya çalışılmıştır. Yazarların politik duruşları kadar metinlerinde
çizdikleri dünya da ilgili anlamı pekiştirmektedir. Halit Ziya Uşaklıgil “Ekmekçinin Beygiri” öyküsünde yazı ve emek uzantısında insana bir yer işaret ederek,
Samet Ağaoğlu “Katırın Ölümü”nde aydınlık bir dünyanın olması için karanlıkta
kalanların bulunması gerektiğini söyleyerek ve Hatice Kocabay “Hödük” metninde
yeni zamanların duyarlılığı ile meseleye bakarak farklı alanlar çizmektedirler. As a representation in literature, there is a political appearance of horses that are used for carrying load. That fi gure, goes beyond being persistent and unreasonable asset of old narrations in new texts and fi nds a new place as a meaning. In this article, we tried to reveal the results of this representation by looking at three stories written in three different periods at the level of the picture state of the writer, fi gure and text, which we call political vision. As well as their political standings, the world that writers draw in their text emphasizes this meaning. Halit Ziya Usakligil in his story “Ekmekçinin Beygiri” pointing out a place for human being in an extent writing and labour, Samet Agaoglu in “Katırın Ölümü” saying that in order for a bright world to exist those in the dark must be found and Hatice Kocabay in “Hödük” looking at case with sensitivity of present times draws different areas.