Giant colon lipoma
Özet
Colonic lipomas are rare benign nonepithelial tumors. Generally they are smaller than two centimeters and asymptomatic, incidentially detected and do not need any medical treatment. Large and symptomatic lipomas of colon are extremely rare. Besides, the diagnosis can be made after the histopathological analysis of the resected specimen. A fifty six year old woman presented with stomach ache, puffiness in the abdomen and weight loss complaints. In colonoscopy, at the hepatic flexure there was a 8x6 cm. submucosal mass which was frequently causing ulcer of the mucosa and was necrotic, nearly plugging the lumen. There was an ovoidal mass about 8.5 cm. by the signal density alike with fat tissue in magnetic resonance imaging. Since it was symptomatic and could not be diagnosed; a laparascopic right hemicolectomy was performed in the patient. During the histopathological analysis of the specimen, a submucosally situated lipoma was determined. The patient was discharged from the hospital on the seventh day after the operation without any problem. Diagnosing lipomas during the pre-operation period may be difficult, especially when the lesion is big and the ulcer may be confused with malignancy. To avoid the complications, in colon lipomas and to eliminate the malignancy risk surgery, may be needed in large symptomatic colon lipomas. Kolon lipomları nadir görülen benign nonepiteliyal tümörlerdir. Genellikle iki santimetreden küçük ve asemptomatiktir, tanı tesadüfen konulur ve tedavi gerektirmez. Büyük ve semptomatik kolon lipomları oldukça nadirdir. Ayırıcı tanısı genellikle rezeke edilmiş spesmenin histopatolojik incelemesinden sonra yapılabilir. Elli altı yaşında kadın hasta karın ağrısı, karında şişlik ve kilo kaybı şikayetleri ile başvurdu. Kolonoskopide hepatik fleksurada lümeni tama yakın tıkayan, üzerindeki mukozanın yer yer ülsere ve nekrotik yapıda olduğu 8x6 cm'lik submukozal kitle mevcuttu. Manyetik rezonans görüntülemede en büyük çapı 8,5 cm, sinyal yoğunluğu yağ dokusuyla benzer olan ovoid kitle mevcuttu. Hastanın semptomatik olması, ayırıcı tanının yapılamaması nedeniyle hastaya laparoskopik sağ hemikolektomi uygulandı. Spesmenin histopatolojik incelemesinde submukozal yerleşimli lipom tespit edildi. Hasta ameliyat sonrası yedinci günde sorunsuz olarak taburcu edildi. Lipomların ameliyat öncesi dönemde kesin tanısının konulması zor olabilir, özellikle lezyon büyük ve ülsere ise malignite ile karışabilir. Büyük, semptomatik kolon lipomlarında komplikasyonlardan korunmak ve maligniteyi ekarte edebilmek için ameliyat etmek gereklidir