Sürdürülebilir kalkınma için düşük karbon ekonomisinin önemi ve Türkiye için bir değerlendirme
Özet
Araştırmanın Temelleri: Yaşadığımız dönemde iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin ortaya
çıkmaya başlaması, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni ve daha etkili yöntemlerin geliştirilmesi
gereğini ortaya koymaktadır. Düşük karbon ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi içinde gelecek on
yıllarda daha güvenli ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı inşa etmenin en uygun yolu olarak
gözükmektedir. Bu anlamda, düşük karbon ekonomisinin bireyden devlete ve devletten küresel
ortama kadar ne ifade ettiğini net bir şekilde ortaya koymak gerekir.
Araştırmanın Amacı: Araştırmanın birincil amacı, sürdürülebilir kalkınma ve iklim
değişikliğiyle mücadele için düşük karbonlu bir ekonomi modelinin temellerini atmanın gerekliliğini
ortaya koymaktır. İkincil amacı ise, düşük karbonlu ekonomi modelinin genel çerçevesini çizmek ve
bu modelin akademik düzeyde tartışılmasına öncülük etmektir.
Araştırma Yöntemi: Araştırma, temelde kuramsal bir değerlendirme çalışmasıdır. Bu amaçla,
özellikle küresel düzeyde çevre politikalarını etkileyen uluslararası kuruluşların bu konudaki
raporlarından ve raporlardaki sayısal verilerden yararlanılmıştır.
Tartışma ve Sonuçlar: Çalışmayla ilgili temel tartışma, dünya ekonomisinin iklim değişikliği
sorununu ve bu sorunun gelecekte insan yaşamının sonunu getirebileceğini kabul etmekle birlikte, bu
sorunun çözümünü yine serbest piyasa düzeni içinde aramasıdır. Çalışmanın sonucu ise, düşük
karbonlu ekonomi modelinin, iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma için en uygun
serbest piyasa çözümü olduğudur. Bugün gelinen noktada, düşük karbonlu ekonomi modelinin genel
bir çerçevesi oluşmakla birlikte, düşük karbonlu çözümlerin finansmanı ve ulusal düzeyde düşük
karbon politikalarının hükümetlerce uygulanması konusunda önemli bir uyum sorunu yaşanmaktadır.
Bu durum, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yeterli finansal ve kurumsal altyapıya sahip
olamamalarından kaynaklanmaktadır. Bunun için, gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelere doğru finansal ve teknolojik transfer olanaklarının arttırılması, uluslararası işbirliği
çerçevesinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin Kyoto Protokolünün yükümlülük dönemi
olan 2008–2012 döneminde karbon azaltımı zorunluluğunun bulunmaması, ekonomisi üzerinde
emisyon azaltım baskısı olmaması anlamına gelmekle beraber 2012 sonrasında düşük karbonlu
ekonomiye geçişte kendi yol haritasını oluşturması için yeterli zamana sahip olduğunu
göstermektedir. Basics of Research: In this era, climate changes begin to emerge devastating effects. Due to
these effects, development of new and more effective methods is needed to reveal in the fight against
climate change. Low carbon economy seems to most appropriate way to build more secure and
sustainable economic structure in free market economy within the next ten years. In this sense, what it
means low-carbon economy clearly needs to put forward from individuals to the state and from the
state to global environment.
Purpose of Research: The primary purpose of the research is to demonstrate the necessity of
laying the foundations of a low carbon economy model in the fight against climate change and
sustainable development. As a secondary purpose, to draw a general framework for low carbon
economic model and to be the initiator of the model’s discussion at the academic level.
Research Methods: The research is based on a theoretical evaluation. For this purpose,
especially, the reports of international institution influencing environmental policy at the global level
and numerical data in these reports were used.
Discussion and Conclusions: Although the word economy accept the problem of climate
change and the idea of this problem might bring an end to human life in the future, it is looking for
this problem’s solution in the free market system. Low-carbon economy model in the fight against
climate change and sustainable development seems to be the most optimal solution for the free
market. At the point where we are now, whereas low carbon model has a general framework,
financing low-carbon solutions and national-level implementation of low carbon policies by
governments are experiencing a significant compliance problem. This problem arises from the fact
that underdeveloped or developing countries have no sufficient financial and institutional
infrastructure. For this, it is required to increased opportunities for financial and technological
transfers from developed countries to less developed countries or developing countries and
strengthening international corporation is required. The 2008- 2012 period of the Kyoto Protocol
carbon reduction commitment period, Turkey’s lack of obligation no pressure on the economy mean
that the emission reduction after 2012 with the coming transition to low carbon economy shows that it
has sufficient time to establish their own road map.
Kaynak
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü DergisiCilt
13Sayı
24Koleksiyonlar
- Maliye-Makale Koleksiyonu [103]
- TR Dizin-Makale Koleksiyonu [3552]