Nodüler lenfosit predominant hodgkin lenfoma tedavisinde rituksimab temelli rejimlerin sağkalıma katkısı
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2024Yazar
Karadağ, Fatma KeklikAysin, Murat
Demir, Derya
Güneş, Ajda
Soyer, Nur
Özsan, Nazan
Şanlı, Özgür
Şahin, Fahri
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Amaç: Nodüler lenfosit predominant Hodgkin lenfoma (NLPHL), B hücre kökenli nadir görülen
bir hastalıktır. Uzun yıllar boyunca klasik Hodgkin lenfoma (HL) gibi tedavi edilirken HL’ye kıyasla
daha yavaş ilerleyen NLPHL, farklı klinik ve patolojik özellikler göstermektedir. Günümüzde
B hücreli Hodgkin dışı lenfomalara benzer şekilde tedavi edilmesiyle daha başarılı sonuçların
olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Çalışmamızda, NLPHL’li hastalarımızın değerlendirilmesi ve
rituksimab (R) içeren tedavi alanlar ile almayanların genel sağkalım (GS) ve hastalıksız sağkalım
(HS) durumlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Hastalar ve Yöntem: Merkezimizde 2012-2022 yılları arasında NLPHL tanısı almış hastaları retrospektif
olarak inceledik. Çalışmamızın birincil sonlanım noktası, NLPHL hastalarının R temelli
tedavi alıp almadığının değerlendirmesi; ikincil sonlanım noktası ise R alanlarda GS ve HS arasındaki
ilişkinin gösterilmesidir. Hastaların demografik özellikleri, tedavileri, nodal bölge dışı hastalık,
bulky kitle, tedaviye yanıt, son kontrol tarihi ve hayatta olup olmadıkları hasta dosyalarından
olarak kaydedilmiştir.
Bulgular: Çalışmamızda ortanca yaşı 43 (aralık, 21-77) olan 38 hasta değerlendirildi ve 21 (%55)’i
erkekti. Evre I ve II hastalığı olan 10 (%26.3), evre III ve IV hastalığı olan 27 (%71) hasta vardı. Bir
hastaya tek başına R, iki hastaya R-ABVD, 20 hastaya da R-CHOP tedavisi olmak üzere toplam 23
hastaya R temelli tedaviler uygulanmıştır. R verilmeyen 15 hastanın tamamına ABVD tedavisi
uygulanmıştır. Her iki grupta demografik verilerin ve klinik özelliklerin dağılımı benzerdi. R almayan
grupta B semptomları daha sık (p= 0.045) ve ilk sıra tedaviye yanıtsız hasta sayısı daha fazlaydı
[0’a karşı 3/15 (%23.1), p= 0.040]. R temelli tedavi alan hastalarda bir yıllık GS (%100’e karşı
%86.7, p= 0.002) ve beş yıllık HS (%100’e karşı %64.6, p= 0.002) daha yüksektir. R almayanlarda
beş yıllık GS oranı %64.2’ye düşmektedir.
Sonuç: Ülkemizde ilk kez yapılan NLPHL hastalarında tedavi seçeneklerinin karşılaştırıldığı bu
çalışmada tedavi gereksinimi olan hastalarda tedaviye R eklenmesinin hem GS ve hem de HS
avantajı sağladığı gösterilmiştir. Objective: Nodular lymphocyte predominant Hodgkin lymphoma (NLPHL) is a rare disease of B cell. However, it has been treated like
classical Hodgkin lymphoma (HL) for many years, NLPHL, which has an indolent course compared to HL, shows quite different clinical and
pathological features. Better outcomes were reported with B cell non-Hodgkin lymphoma-like therapies. In our study, we aim to evaluate
our NLPHL patients and compared the overall survival (OS) and progression-free survival (PFS) of patients who treated with rituximab (R)
and without.
Patients and Methods: We retrospectively reviewed patients with NLPHL diagnosed between 2012 and 2022 in our center. The primary
endpoint of our study was to evaluate and classify NLPHL patients according to R-based regimen and the secondary endpoint was to
show any relationship with R therapy and OS and PFS. Medical records were used to assess patient demographics, treatment, stage, extra
nodal involvements, bulky disease, response to treatment, and survival status.
Results: Thirty-eight patients with a median age of 43 (range, 21-77) were evaluated and 21 (55%) of the patients were male. There were
10 (26.3%) patients with stage I and II, and 27 (71%) patients with stage III and IV. R-based treatments were given to a total of 23 patients,
including R (n= 1), R-ABVD (n= 2), and R-CHOP (n= 20). All 15 patients without R were treated with ABVD. Demographic and clinical
features were similar in both groups. B symptoms were more frequent (p= 0.045) and refractory patients were higher [0 vs. 3/15 (23.1%),
p= 0.040] in the group without R. One-year OS (100% vs. 86.7%, p= 0.002) and five-year PFS (100% vs. 64.6%, p= 0.002) were higher in the
group with R. The five-year OS drops to 64.2% in patients without R.
Conclusion: In this study, which was conducted for the first time in our country to compare the treatment options in NLPHL patients, both
OS and PFS advantages were showed by R-based regimens