Halk sağlığı açısından risk arz eden invazif aedes sivrisinekleriyle mücadelede kültürel yaklaşımın önemi
Özet
Temelde, çoğu Afrotropikal bölge kökenli olan, ancak son yıllarda Batı Palearktik bölgenin subtropikal iklim
kuşağındaki Türkiye, Güney ve Güney-Doğu Avrupa ülkelerinde de yaygın olarak görülmeye başlamış olan Aedes
albopictus (Diptera: Culicidae) (Asya Kaplan Sivrisineği) ve Ae. aegypti (Diptera: Culicidae) (Sarı Humma
Sivrisineği) gibi invazif sivrisinek türleri bilinen en etkin vektörlerdendir. Söz konusu türler; vektörlük yetilerinin
yanı sıra, yerleşim alanlarında etkili şekilde üreyebilmelerinden, insanlara olan özel ilgilerinden ve gündüz vakti
sergiledikleri ısrarcı beslenme alışkanlıklarından dolayı da hem medikal, hem sosyolojik, hem de ekonomik açıdan
oldukça ciddi bir problem konumundadırlar. Ülkemize ilk olarak 2011 yılında giriş yaptığı bilinen Ae. albopictus
son yıllarda etkili bir yayılım sergilemiş olup, günümüzde Trakya’dan Doğu Karadenize kadar, İstanbul da dahil
bütün Karadeniz kıyı şeridinde yaygın olarak görülebilmektedir. Diğer bir önemli tür olan Ae. aegypti de yine
benzer ama şimdilik daha sınırlı bir yayılım sergilemektedir. İnvazif Aedes türlerinin özellikle insan yapımı
konteynerleri üreme alanı olarak kullanıyor olmaları, az miktarda ve geçici süre su bulunduran kapların bile etkili
üreme alanı olabilmesi ve gündüzleri sergiledikleri beslenme karakteristikleri hem ergin hem de larva
mücadelelerini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, bildik sivrisinek türlerine karşı yürütülen mücadele tekniklerinden elde
edilen başarı oldukça kısıtlı kalmaktadır. Günümüzde bu türlerle mücadele noktasında sağlanmış ortak
konsensus, kültürel mücadelenin esas olduğu ve yapılacak herhangi bir mücadele yaklaşımına mutlaka yerel
halkın da değişik şekillerde dahil edilmesinin gerektiği yönündedir. Özellikle son yıllarda, bu noktada yapılacak iyi
planlanmış kimi yaklaşımlardan değişen derecelerde başarıların elde edilebilecegi rapor edilmiştir. The invasive mosquito species, such as Aedes albopictus (Diptera: Culicidae) (Asian Tiger Mosquito) and Ae.
Aegypti (Diptera: Culicidae) (Yellow Fever Mosquito), are among the most effective disease vectors known.
Although they originate mainly in the Afrotropical region, in recent decades, they have begun to be widely
reported from the areas in the subtropical zone of Western Palearctic such as Turkey, South- and Southeastern
Europe. In addition to their vector potency, these species create serious problems both medical, sociological and
economical due to their high peridomestic breeding ability, diurnal, and insistent particular feeding interest in
human beings. Ae. albopictus, which is known to invade Turkey for the first time in 2011, has exhibited an
effective spread, and today it can be frequently encountered in the whole Black Sea coastline from Thrace to the
East Black Sea, including Istanbul. Ae. aegypti, the other important species, has similar but mostly more restricted
spreading areas for now. The species benefit from artificial containers as a breeding site, even if they contain a
small amount of temporary water, and they have diurnal feeding characteristics. These unique features create
some difficulties at the point of both larva and adult control. Furthermore, the success achieved by using control
techniques against most of the other well-known mosquito species is generally inadequate. The current
consensus provided at the point of control approaches is to include the residents in the combat. In recent years,
some degrees of success have been reported from well-planned methods using this strategy.