Kredi temerrüt swapları ile vade farklarından kaynaklanan risk primleri arasındaki ilişki: Türkiye üzerine bir uygulama
Özet
Bu çalışmada Türkiye’de borçlanma araçlarının risk göstergesi olarak Kredi Temerrüt
Takası (Credit Default Swap - CDS) ile vade farklarından kaynaklanan risk primleri arasındaki
ilişki analiz edilmiştir. Bu çerçevede tahmin edilen risk primleriyle CDS’ler arasında nedensellik
ilişkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. Analizde borçlanma araçlarının risk göstergesi olarak 5 yıl
vadeli CDS prim değişimleri bağımlı değişken olarak kullanılırken, bağımsız değişkenler olarak da
Campbell ve Shiller (1987) yaklaşımından yararlanılarak türetilen iki aylık ve üç aylık bono faiz
oranları arasındaki risk primi kullanılmıştır. Bunun nedeni ise iki ve üç aylık vadeli bono
getirilerinin likiditeyle ilişkili en yakın gösterge olmasıdır. Böylece likidite riski ile uluslararası
piyasalardaki finansal risk göstergesi olan CDS’ler arasındaki ilişki araştırılmıştır. Analizde Mayıs
2001 – Mart 2017 dönemine ait aylık veriler ve analiz yöntemi olarak da Hill (2007) tarafından
geliştirilen “kayan pencere nedensellik yaklaşımı” kullanılmıştır. Çalışmanın sonucunda, 2010 ve
2016 yıllarının yaklaşık olarak tamamında CDS’ler ile risk primleri arasında ilişki bulunurken
diğer dönemlerde neredeyse hiç ilişkiye rastlanmamıştır. Bu durum CDS’lerin her zaman risk
primlerini göstermediği şeklinde yorumlanmıştır. In this study, the relationship between Credit Default Swaps (CDSs) as a risk indicator and
risk premiums due to maturity differences in Turkey were analyzed. In this framework, we tried to
reveal the causality between the CDSs and the estimated risk premiums. In the analysis, as the risk
indicator of borrowing instruments, 5-year CDS premiums were used as dependent variable while
risk premiums between two-month and three-month bond interest rates derived from Campbell and
Shiller (1987) approach were used as independent variables. The reason for this situation is that the
two-and three-month maturity debt bond is the closest indicator related to liquidity. Thus, the
relationship between liquidity risk and CDS, a financial risk indicator in international markets, has
been investigated. In this study, the monthly data for the period of May 2001 - March 2017 and the
“rolling window causality approach” developed by Hill (2007) was used. The results of this study
have shown that there existed relationship between risk premiums and CDSs almost entirely in 2010
and 2016, while there was almost no relationship in other periods. This implies that CDSs do not
always show risk premiums.