Devletin ekonomideki rolü - kamu ekonomisinin analizi
Abstract
Sanayi Devrimi ve Fransız İhtilali ile birlikte oluşan modern toplumlarda devlet her türlü mal ve hizmeti sunabilecek hale gelmiştir. Önceleri sadece savaşların finansmanı, sarayın ihtiyaçları için
var olan devlet zamanla hizmet alanını oldukça genişletmiştir. İnsan
ihtiyaçlarının çeşitlenmesi, nüfusun artması, savaşlar, teknolojinin
gelişmesi vd. faktörler devletin ekonomideki rolünü vaz geçilmez
hale getirmiştir. Kentlerde yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak yerel hizmetler ön plana çıkmıştır.
1929 Dünya Ekonomik Bunalımından sonra devlet anlayışında
ciddi değişim yaşanmıştır. Önceleri savunma, güvenlik, adalet gibi
temel hizmetleri sunan devlet zamanla iktisadi hayatta önemli roller
üstlenmeye başlamıştır. Bu tarihlerde devlet ekonomide kamu işletmeleri ile var olmaya başlamıştır.
Yirminci yüzyılın başından itibaren hemen hemen her ülkede
kamu işletmeciliği ön plana çıkmaya başlamıştır. Kalkınma, büyüme,
iktisadi istikrar, gelirin adil dağılımı gibi temel makro ekonomik
hedeflere ulaşmada kamu işletmeleri önemli roller üstlenmişlerdir.
Benzer süreç Türkiye’de de yaşanmış, 1930’lardan itibaren onlarca
kamu işletmesi faaliyete geçmiştir.
Piyasaların her türlü iktisadi soruna çare olamaması, aksak rekabet şartlarının oluşması, iktisadi krizler, çevre kirliliği, küresel ısınma
vb. sorunların çözümünde piyasaların başarılı olamaması, devletin bu
alanlara müdahalesini zorunlu hale getirmiştir. Bu sorunların çözümünde regülatif politikalar ön plana çıkmıştır.
Devletin her alana müdahale etmesi, piyasaların etkin çalışmasını
engellediği yönünde eleştirilmeye başlanmıştır. Yirminci yüzyılın son
çeyreğinde Neo-liberal politikalar çerçevesinde devletin ekonomideki
rolünün sınırlandırılması gerektiği fikrinden hareketle, serbestleşme,
özelleştirme, piyasa yönlü kalkılma modelleri ve deregülasyon politikaları bütün dünyada yaygınlık kazanmaya başlamıştır.