dc.contributor.author | Kadir, Güldür | |
dc.contributor.author | Yağcı, Zübeyde Güneş | |
dc.date.accessioned | 2024-02-05T15:58:32Z | |
dc.date.available | 2024-02-05T15:58:32Z | |
dc.date.issued | 2023 | |
dc.identifier.issn | 1306-4223 | |
dc.identifier.issn | 2822-4612 | |
dc.identifier.uri | https://doi.org/10.5281/zenodo.7559227 | |
dc.identifier.uri | https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1159270 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/20.500.12462/14120 | |
dc.description.abstract | 18. yüzyıl dünyada diplomasinin devletlerarası ilişkileri belirmeye başladığı bir yüzyıl olarak karşımıza ç ıkmaktadır. Otuz yıl savaşlarını bitiren Vestfalya Antlaşması’ndan sonra başlayan süreçte diplomasi yükselmeye başlamıştı. Değişen şartlar Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri arasındaki antlaşmalara yansıdı. Uzun süren savaşların ard ından imzalanan Karlofça Antlaşması bu diplomasinin uygulandığı antlaşma olarak tarihe geçti. Antlaşmaların en önemli maddesi savaş esirleriydi. Karlofça Anlaşması bu anlamda ba şlangıç te şkil etmektedir. Savaş esirlerinin durumu artık karşılıklı ele alınmış ve esirlerin iade edilmesi antlaşma metnine girmişti. Ama bir sorun vard ı. Savaş esiri aynı zamanda savaş ganimetiydi. Sadece Osmanlı Devleti için değil Avrupa devletleri için de böyleydi. Ganimet asker arasında paylaştırıldığı andan itibaren ki şinin mülkiyetine geçmekteydi. Kişisel mülkiyete müdahale söz konusu değildi. Hatta bu kişiler çoktan esiri satmış, esir birkaç el değiştirmiş bile olabiliyordu. Devlet çözümü esirlerin bedelini sahiplerine ödemekte buldu. Böylece esiri alan ki şi zarara uğramayacaktı. Fakat burada devletin takip ettiği, antlaşmalarda yer alan tek bir kural vardı. O da geçen zaman zarfında esir din değişmemiş olmalıydı. Eğer esir din değiştirmiş, yani İslamiyet’i kabul etmiş ise artık iade edilemezdi. Bu makalede amacımız 1699’da imzalanan Karlofça Antlaşması’ndan 1791 Ziştovi Antlaşması’na kadar geçen süreçte Avusturya ile yapılan savaşlarda esir düşen Avusturya esirlerinin durumunu irdelemek ve diplomasinin de ğişen kuralları çerçevesinde esirlerin iade sürecini de ğerlendirmektir. Öncelikle Osmanlı Devleti’nin İslam devleti olması hasebiyle İslam hukukunda esirlerin durumu ele alındıktan sonra 18. yüzyılda değişen süreçte esirlerin iadesi sorunu ele alınmıştır. Nasıl bir yol izlendi, esirlerin iadesinde yaşanan sorunlar Avusturya ile ilişkilere nasıl yansıdı, ganimet olarak dağıtılan esirlerin takibi nasıl yap ıldı makalenin temel sorunsalını oluşturdu. Buradan yola çıkarak devletin aldığı tedbirler üzerinde duruldu. Bu süreci ortaya koyabilmek için öncelikle Osmanlı arşiv belge ve defterlerinden, dönemin vakanüvislerinin yazdığı eserlerinden istifade edilmiştir. | en_US |
dc.description.abstract | The 18th century emerges as an era in which the interstate relations of diplomacy emerged in the world. Diplomacy began to rise during the process started after the Treaty of Westphalia, which ended thirty years’ wars. The changing conditions were reflected in the treaties with the Ottoman Empire and the European states. The Treaty of Karlowitz, which was signed after long wars, became a treaty in which this diplomacy was applied. The most important clause of the treaties was the captives of war. In this sense the Treaty of Karlowitz was the beginning. The situation of captives of war was handled mutually and the extradition of captives was included in the treaty text. But there was a problem. A captive of war was also a spoils of war. This was not only true for the Ottoman Empire, but also for the European states. From the moment the spoil was distributed among the soldiers, it was tran sferred to the property of the person. Interference with personal property was out of the question. In fact, these people could have already sold the captive and even changed a few hands. The state found the solution in paying the cost of the captives to their owners. Thus, the person who took the captive would not be financially damaged. However, there was only one rule in the treaties that was followed by the state. The captive should not have changed his/her religion during this period. If the captive had changed his/her religion that is, accepted Islam, he/she could no longer be returned. In this article, our aim was to examine the situation of Austrian captives who were captured in the wars with Austria from the Treaty of Karlowitz signed in 1699 to the Treaty of Sistova in 1791 and to evaluate the return process of captives within the framework of the changing rules of diplomacy. First of all, since the Ottoman Empire was an Islamic state, the issue of the return of captives was addressed in the changing process in the 18th century after the situation of captives in Islamic law was discussed. The main problem of the article was which method was followed, how the problems experienced in the return of the captives were reflected in the relations with Austria, how the captives in the hands of the citizen were followed. Therefore, the measures taken by the state were emphasized. In order to reveal this process, first of all, Ottoman archive documents and books and works written by the scholars of the period were used. | en_US |
dc.language.iso | tur | en_US |
dc.relation.ispartof | Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.subject | Esir | en_US |
dc.subject | Osmanlı Devleti | en_US |
dc.subject | Avusturya | en_US |
dc.subject | Nemçe | en_US |
dc.subject | Karlofça | en_US |
dc.subject | Diplomasi | en_US |
dc.subject | Ottoman Empire | en_US |
dc.subject | Treaty of Karlowitz | en_US |
dc.subject | Captive | en_US |
dc.subject | Austria | en_US |
dc.subject | Diplomacy | en_US |
dc.title | 18. Yüzyıl diplomasisinde esirler: Karlofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı Devleti’nde Nemçeli esirler | en_US |
dc.title.alternative | Captives in 18th century diplomacy: Austrian Captives in the Ottoman Empire after the Treaty of Karlowitz | en_US |
dc.type | article | en_US |
dc.contributor.department | Balıkesir Üniversitesi | en_US |
dc.identifier.volume | 35 | en_US |
dc.identifier.issue | 18 | en_US |
dc.identifier.startpage | 9 | en_US |
dc.identifier.endpage | 30 | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Makale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı | en_US |
dc.buozel | trdizinideal | en_US] |
dc.department-temp | Ardahan Üniversitesi, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Ardahan, Türkiye Balıkesir Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Balıkesir, Türkiye | en_US |
dc.identifier.trdizinid | 1159270 | en_US |
dc.identifier.doi | 10.5281/zenodo.7559227 | |