Ramsar sözleşmesi'nin doğa koruma yaklaşımına eleştirel bir bakış
Özet
1950'lerden sonra doğa koruma konusunda başlayan uluslararası faaliyetler, takip eden yıllarda bir dizi doğa koruma anlaşması ortaya çıkarmıştır. Ramsar Sözleşmesi bunlardan birisidir. Bu çalışmanın amacı, kısaca Ramsar Sözleşmesi olarak bilinen Özellikle Su Kuşları Habitatı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi'nin imzalandığı 1971 tarihinden günümüze kadar doğa koruma yaklaşımını analiz ederek, doğa korumada Ramsar'in getirdiği yeni eğilimleri tespit etmektir. Ramsar Sözleşmesi sulak alan flora ve faunasını korumaya öncelik vererek, sulak alanları kullanan yerel toplumları ve kültürleri ihmal ettiği gerekçesi ile eleştirilmektedir. Bu eleştiriler doğrultusunda Ramsar Sözleşmesi'ndeki bu eksikliklerin giderilmesi için bir dizi önlem alınmıştır. Bu çalışma, bu önlemlerin eleştirel değerlendirmesine yer vermektedir. Türkiye 'de çok sayıda uluslararası öneme sahip sulak alan yanında 12 Ramsar alanı olmasına ve bu konuda önemli sayıda akademik çalışına yapılmasına rağmen, Ramsar Sözleşmesi hakkında eleştirel değerlendirme içeren derli toplu Türkçe bir kaynak yoktur. O nedenle bu yazının bu boşluğu bir ölçüde doldurması beklenmektedir. Starting from the 1950's considerable efforts were made to protect nature and these efforts resulted with a number of international agreements. Ramsar Convention on Wetlands is one of these agreements. The purpose of present piece is to evaluate the development of the convention and investigate how conservation thinking on wetlands has changed for the last 30-40 years. The Ramsar Convention on Wetlands has been criticized by some people who claim it focuses on the preservation of wetland fauna and flora' in pristine environments and not on the protection of wetland communities and cultures. Thus one objective of this work is to investigate this claim and review the efforts to include local people in wetland conservation and planning. In order to investigate the claims, the official texts of the convention were examined and especially its development in terms of human wetland communities was paid particular attention. Although there are a number of internationally important wetlands and 12 Ramsar sites in Turkey, there is not a comprehensive Ramsar document in Turkish. Therefore, it is expected that this work somewhat will fill the gap.
Kaynak
Doğu Coğrafya DergisiCilt
0Sayı
15Koleksiyonlar
- Coğrafya-Makale Koleksiyonu [108]
- TR Dizin-Makale Koleksiyonu [3387]