2000’li yıllar Türkiye’sinde merkez- yerel ilişkilerinin gelişimi
Abstract
Kamu yönetimi, merkezden yönetim ve yerinden yönetim olmak üzere birbirini tamamlayan ikili
bir yapıdan oluşmaktadır Ancak bu iki yapı arasında geçmişten günümüze merkezi yönetimin daima
başat olduğu, ilişkilerin biçimini belirlediği bilinmektedir.
2000’li yıllardan itibaren yönetim yapımızda geçmişten çok farklı bir döneme kapı aralanmış, bu
dönemde çeşitli reformlarla kamu yönetiminde önemli değişimler gerçekleştirilmiştir. Bu reformların
gerçekleştirilmesinde; küreselleşme, Avrupa Birliği üyelik süreci gibi dış etkenlerin yanında
demokratikleşme, ülke içinde toplumsal konjonktürün uygunluğu gibi iç faktörlerin önemli etkisi
olmuştur. Bu reformların yol açtığı önemli bir sonuç da merkez- yerel ilişkilerinde yerel yönetimlerin
merkez karşısında ağırlığını önemli oranda artırmasıdır. Yaklaşık on yıllık bu süreç, başarısızlıkla
sonuçlanan “çözüm süreci” ve “15 Temmuz darbe teşebbüsü” sonrasında artan terör tehditlerinin milli
güvenliği tehlikeye düşürmesiyle sona ermiş, güvenlik kaygılarıyla merkezi yönetim yerelin yükselişini
frenleyerek yeniden gücünü hissettiren politikalara dönmek zorunda kalmıştır. Bu gelişmelere ek olarak
yaklaşık bir yıldır uygulamada olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de yerel yönetim
politikalarında önemli değişimlere yol açacağı düşünülmektedir.
Çalışmada 2000’li yıllardaki merkezi yönetim- yerel yönetim ilişkileri tartışılmış, öncelikle
yerelin yükselişini sağlayan dinamikler, sonrasında yeniden merkezileşme süreçleri açıklanarak mülki
idare amirlerinin bu süreçte değişen rolleri gözler önüne serilmeye çalışılmıştır. Deskriptif ve
yorumlayıcı bir yöntemin izlendiği çalışmada, süreç, gerek mevzuat değişimleri gerekse
sahada/pratikteki somut uygulamalar (kayyum atanması vb.) üzerinden değerlendirilmiştir. Sonuç
olarak önümüzdeki yıllarda merkezi yönetimin gücünü daha da artıracağı değerlendirilmektedir. Public administration consists of a complementary dual structure, including centralized
administration and decentralized management. However, it is known that central government has
always been dominant between these two structures and determines the form of relations.
Since the 2000s, a very different period has been opened in our management structure and
important reforms have been made in the public administration with various reforms in this period. In
the realization of these reforms; In addition to external factors such as globalization and the European
Union membership process, internal factors such as democratization and the suitability of social
conjuncture within the country have had a significant impact. An important consequence of these
reforms is that local governments significantly increase their weight in the center-local relations. This
decade ended with the unsuccessful “resolution proces”s and the increasing threat of terrorism after
the “July 15 coup attempt” jeopardized national security. In addition to these developments, the
Presidential Government System, which has been in operation for almost a year, is expected to lead to
significant changes in local government policies.
In this study, the relations between central government and local government in the 2000s were
discussed, firstly the dynamics that led to the rise of the local, then the centralization processes were
explained and the changing roles of the local governors in this process were tried to be revealed. In the
study, where a descriptive and interpretive method was followed, the process was evaluated through
both legislative changes and concrete practices in the field / practice (appointment of a trustee, etc.).
As a result, it is considered that central management will further increase the power in the coming years.