Parvoviral enteritisli köpeklerde serum zonulin seviyesinin belirlenmesi ve klinik öneminin değerlendirilmesi
Citation
Özkurşun, Fatmanur. Parvoviral enteritisli köpeklerde serum zonulin seviyesinin belirlenmesi ve klinik öneminin değerlendirilmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2024.Abstract
Canine parvoviral enteritis (CPVe) köpekler arasında oldukça yaygın ve çok bulaşıcı bir hastalık olmakla birlikte sağaltımı hala oldukça zordur. Köpeklerdeki CPVe’nin olumlu prognozu için hastalığın erken teşhisi ve tedaviye olabildiğince erken başlanması önem teşkil etmektedir. Yapılan bu çalışmada CPVe’li köpeklerde serum zonulin seviyesinin belirlenmesi ve klinik/prognostik öneminin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada ishal şikayetiyle kliniğe getirilen ve hızlı test kitiyle CPVe tanısı konulan
farklı ırk ve cinsiyetteki 10 adet köpek ile klinik ve hematolojik muayene sonucu sağlıklı olduğu belirlenen 10 adet köpek değerlendirilmiştir. Bu amaçla köpeklerin vena cephalica antebrachii’sinden 2’şer ml kan alınıp gerekli incelemeler için antikoagülanlı ve antikoagülansız tüplere konulmuştur. Antikoagülanlı tüplere konulan kan bekletilmeden hemogram analizi gerçekleştirilmiştir. Antikoagülansız tüpe konulan kanın, santrifüj işleminin ardından zonulin testi için örnekler uygun şartlarda saklanmış ve akabinde zonulin testi yapılmıştır. Kontrol grubunu oluşturan sağlıklı köpeklerin en az 1 ay öncesine kadar olan
süreçte antibiyotik kullanılmamış olmasına dikkat edilmiştir. Çalışmada elde edilen bulgular istatistiksel olarak incelendiğinde (ortalama±standart sapma) zonulin seviyelerinde kontrol grubu (1,41±0,54) ile CPVe grubu (15,05±4,15) arasında oldukça önemli ve anlamlı bir istatistiksel farkın (p<0,000) olduğu belirlenmiştir. Hematolojik bulguların değerlendirildiğinde; lökosit seviyelerinde kontrol grubu (9,34±2,56)
ile CPVe grubu (2,84±1,48) arasında (p<0,000), lenfosit seviyelerinde kontrol grubu (1,7±0,43) ile CPVe grubu (0,83±0,39) arasında (p<0,002), nötrofil seviyelerinde kontrol grubu (6,77±2,53) ile CPVe grubu (1,09±0,57) arasında (p<0,000), eozinofil seviyelerinde kontrol grubu (0,31±0,14) ile CPVe grubu (0,02±0,01) arasında (p<0,000), bazofil seviyelerinde kontrol grubu (0,07±0,04) ile CPVe grubu (0,01±0) arasında (p<0,007), eritrosit seviyelerinde kontrol grubu (7,76±0,36) ile CPVe grubu (6,63±0,52) arasında (p<0,000), hemoglobin seviyelerinde kontrol grubu (17,29±1,24) ile CPVe grubu (13,78±2,24) arasında
(p<0,003), hematokrit seviyelerinde kontrol grubu (49,66±2,20) ile CPVe grubu (43,19±7,66) arasında (p<0,014) seviyelerinde istatistiksel farklar bulunmuştur. Grupları oluşturan köpeklerden elde edilen vital bulgulardan kalp vurum sayısı üzerinde yapılan değerlendirmede kontrol grubu (122,28±16,52) ile CPVe (158,6±24,64) grubu arasındaki istatistiksel fark (p<0,003) olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak etiyolojisi farklı olsa da hayvanlarda meydana gelen ishallerde önemli bir travma noktası olan bağırsak mukoza hasarının tespiti için bir biyobelirteç olarak zonulinin kullanılmasının, bağırsak hastalıklarında mukozalardaki mevcut durumun doğru anlaşılarak prognozun olumlu yönde değişmesi, tedavi süresinin kısalması ve yapılacak daha kapsamlı çalışmalarla bağırsak hastalıklarının erken teşhisine olası katkıları gibi hedefleri önemli ölçüde etkileyebileceği görülmektedir. Bu tez çalışmasında elde ettiğimiz veriler
sonucunda ise zonulinin CPVe sonucu oluşan bağırsak hasarının ve olası bağırsak geçirgenliğinin tespitinde önemli bir biyobelirteç olabileceği düşünülmüştür. Canine parvoviral enteritis (CPVe) is a highly prevalent and highly contagious disease among dogs, but it is still very difficult to treat. For a favorable prognosis of CPVe in dogs, it is important to diagnose the disease early and start treatment as early as possible. The aim of this study was to determine the serum zonulin level in dogs with CPVe and to evaluate its clinical/prognostic significance. In this study, 10 dogs of different breeds and sexes that were brought to the clinic with diarrhea complaints and diagnosed with CPVe by rapid test kit and 10 dogs that were determined to be healthy as a result of clinical and hematological examination were evaluated. For this purpose, 2 ml of blood was taken from the vena cephalica antebrachii of the dogs and placed in anticoagulant and non-anticoagulant tubes for necessary examinations. The blood placed in anticoagulated tubes was analyzed for hemogram without waiting. After centrifugation of the blood placed in non-anticoagulant tubes, the samples were stored under
appropriate conditions for zonulin test and then zonulin test was performed. It was ensured that the healthy dogs in the control group had not been treated with antibiotics for at least 1 month. When the findings obtained in the study were analyzed statistically (mean±standard deviation), it was determined that there was a highly significant and significant statistical difference (p<0.000) in zonulin levels between the control group (1.41±0.54) and the CPVe group (15.05±4.15). When hematologic findings were evaluated; there was a significant difference between the control group (9,34±2,56) and CPVe group (2,84±1,48) in leukocyte levels (p<0,000), between the control group (1,7±0,43) and CPVe group (0,83±0,39) in lymphocyte levels (p<0,002), between the control group (6,77±2,53) and CPVe group (1,
09±0.57) (p<0.000), eusonophil levels between control group (0.31±0.14) and CPVe group (0.02±0.01) (p<0.000), basophil levels between control group (0.07±0.04) and CPVe group (0.01±0) (p<0.007), erythrocyte levels between control group (7,76±0,36) and CPVe group (6,63±0,52) (p<0,000), hemoglobin levels between control group (17,29±1,24) and CPVe group (13,78±2,24) (p<0,003), hematocrit levels between control group (49,66±2,20) and CPVe group (43,19±7,66) (p<0,014). The statistical difference between the control group (122,28±16,52) and CPVe group (158,6±24,64) was determined as (p<0,003) in the evaluation made on the number of heart beats among the vital signs obtained from the dogs forming the groups. As a result, it is seen that the use of zonulin as a biomarker for the detection of
intestinal mucosal damage, which is an important trauma point in diarrhea in animals, although the etiology is different, can significantly affect the goals such as changing the prognosis positively by understanding the current situation in the mucosa in intestinal diseases, shortening the treatment time and possible contributions to the early diagnosis of intestinal diseases with more comprehensive studies. As a result of the data we obtained in this thesis study, it is thought that zonulin may be an important biomarker in the detection of intestinal damage and possible intestinal permeability caused by CPVe.