Ağrılı topuk dikeni hastalarında; vücut kitle indeksi, ayak kemik uzunluğu, topuk dikeni uzunluğu, pes planus (düz tabanlık) ile calcaneus (Böhler ve Gissane) açılarının arasındaki ilişkinin incelemesi.
Citation
Kocaoğlu, Yasemin. Ağrılı topuk dikeni hastalarında; vücut kitle indeksi, ayak kemik uzunluğu, topuk dikeni uzunluğu, pes planus (düz tabanlık) ile calcaneus (Böhler ve Gissane) açılarının arasındaki ilişkinin incelemesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022.Abstract
Ağrılı topuk dikeni hastalarında; VKİ, ayak kemik uzunluğu, pes planus ve topuk dikeni uzunluğunun, calcaneus (Böhler (BA) ve Gissane (GA)) açıları ile olan ilişkisinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu sayede topuk dikeninin henüz netlik kazanmamış patofizyolojisine yeni bakış açıları geliştirilebileceğini düşünüyoruz. Çalışmamız Balıkesir Atatürk İehir Hastanesi fizik tedavi ve rehabilitasyon ünitesinde, topuk dikeni tedavisi almış hastalar üzerinde retrospektif olarak gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 18 yaş üstü 90 topuk dikeni hastası ve 90 sağlıklı kontrol grubunun demografik ve radyolojik verileri incelenerek farklılıklar ortaya konmuştur. Hastaların lateral ayak grafisinden ayak kemik uzunluğu, topuk dikeni uzunluğu, pes planus varlığı, BA ve GA ölçülmüştür. Ayrıca VKİ değerlendirilmiştir. Benzer yöntemle kontrol grubunun da, BA ve GA hesaplanmıştır. Çalışmada hasta grubu ve sağlıklı kontrol grubunun açıları karşılaştırılmıştır. Ayrıca topuk dikeni hastalarında BA ve GA‘nın, ayak kemik uzunluğu, topuk dikeni uzunluğu, VKİ ve pes planus ile olan ilişkileri analiz edilmiştir. Aynı zamanda WHOQOL- BREF yaşam kalite ölçeği ve ayak fonksiyon indeksi (FFİ) ile topuk dikeni hastalarında; topuk dikeni uzunluğu, pes planus varlığı, VKİ ve calcaneus açılarının ağrı, psikolojik durum, fiziksel ve sosyal çevre ile aralarındaki ilişkiler analiz edilmiştir.
Çalışmamıza katılan hastaların yaş ortalaması 48.13±9.53 olup, %20‘si erkek, %80‘i kadınlardan oluşmaktadır. Kontrol grubunun yaş ortalaması 47.07±15.61 olup, %45.6‘ sı erkek, %54.4‘ü kadınlardan oluşmaktadır. Çalışmamızda hasta grubunun BA ortalaması 28.33, GA ortalaması 110.22, kontrol grubunun BA ortalaması 30.78, GA ortalaması 122.74 bulunmuştur. Hasta grubu ve kontrol grubunun BA ve GA arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p BA=0.05, p GA=0.001). Topuk dikeni hastalarında öncesinde steroid tedavisi almış hastalar ile almamış hastalar arasında GA, VKİ ve topuk dikeni uzunluğu açısından istatistiksel anlamlı fark saptanmıştır. Benzer şekilde pes planusu olan hastalar ile olmayan hastalar arasında GA, VKİ ve topuk dikeni uzunluğu yönünden istatistiksel olarak anlamlı
fark bulunmuştur. Spearman korelasyon analizi sonuçlarına göre VKİ artan hastalarda topuk dikeni uzunluğunun arttığı görülmüştür (p= 0.001). BA ve GA arasında pozitif yönde anlamlı ilişki saptanmıştır (p= 0.000). Topuk dikeni uzunluğu ile GA arasında negatif yönde anlamlı korelasyon görülmüştür (p=0.000). Topuk dikeni uzunluğu artan hastalarda GA‘nın azaldığı görülmüştür. Anket sonuçlarına
göre ise GA azaldıkça hastaların ayak konforunun giderek azaldığı tespit edilmiştir. Topuk dikeni patofizyolojisinde calcaneus açılarının önemli rol oynadığını düşünüyoruz. Pes planusu olan hasta grubunda, topuk dikeni uzunluğu artmış hastalarda GA‘nın azaldığı ve bu durumun hastaların ayak konforunu negatif yönde etkilediği görülmüştür. Topuk dikeni hastalarının tanı ve tedavi planlanmasında GA ölçümlerinin klinisyenlere ek fayda sağlayacağını düşünmekteyiz. This study was conducted to analyze the relationship of BMI, foot bone length, pes planus, and heel spur length with calcaneus (Böhler (BA) and Gissane (GA)) angles in patients with painful heel spurs. We think that this will introduce new perspectives to the pathophysiology of the heel spur, which has not yet been
clarified. Our study was carried out retrospectively on patients who had received heel spur treatment in the physical therapy and rehabilitation unit of Balıkesir Atatürk City Hospital. In the study, the demographic and radiological data of 90 patients with a heel spur who were aged over 18 and 90 healthy controls were examined, and differences were revealed. Foot bone length, heel spur length, presence of pes planus,
BA, and GA were measured from the lateral foot X-ray of the patients. In addition, BMI was evaluated. BA and GA were also calculated in the control group by using a similar method. In the study, the angles of the patient group and the healthy control group were compared. In addition, the relationships between BA and GA and foot bone length, heel spur length, BMI, and pes planus were analyzed in patients with heel spurs. At the same time, the relationships between heel spur length, presence of pes planus, BMI, and calcaneus angles and pain, psychological status, physical and social environment were analyzed in patients with a heel spur by using the WHOQOL-BREF quality of life scale and foot function index (FFI).
The mean age of the patients in our study was 48.13±9.53, 20% of them were male, and 80% were female. The mean age of the control group was 47.07±15.61, 45.6% of them were male, and 54.4% were female. The mean BA and GA of the patient group were 28.33 and 110.22, respectively. The mean BA and GA of the control group, on the other hand, were 30.78 and 122.74, respectively. A statistically
significant difference was found between BA and GA of the patient and control groups (p BA=0.05; p GA= 0.001). In patients with a heel spur, a statistically significant difference was found between patients who had received steroid treatment before and those who did not in terms of GA, BMI, and heel spur length. Similarly, there was a statistically significant difference between patients with and without pes
planus in terms of GA, BMI, and heel spur length. According to the results of Spearman correlation analysis, it was observed that the length of heel spur was longer in patients with increased BMI (p= 0.001). A significant positive correlation was found between BA and GA (p= 0.000). There was a significant negative correlation between heel spur length and GA (p=0.000). It was observed that GA decreased in patients with longer heel spur length. According to the results of the survey, it was determined that patients‘ foot comfort decreased gradually as the GA decreased. We think that calcaneus angles play an important role in the pathophysiology of heel spurs. It was observed in the patient group with pes planus that GA decreased in patients with increased heel spur length and that this condition affected patients‘
foot comfort negatively. We consider that GA measurements will provide additional benefits to clinicians in the diagnosis and treatment planning of patients with heel spurs.